GETAT
19 Kasım 2024

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP

 “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, kuşaktan kuşağa aktarılan inançlar, değerler ve toplumun sahip olduğu kültürün diğer öğelerinden hareketle ulaşılacak bilgilerin hastalıkların tedavisinde kullanılmasıdır.”

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Nedir?


     Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ‘nün sağlık tanımına göre: sağlık, yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Bu tanımlama sağlığı çok boyutlu olarak ele alınması gereken bir kavram olduğunu vurgulamaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT)” ‘fiziksel ve ruhsal hastalıklardan korunma, bunlara tanı koyma, iyileştirme veya tedavi etmenin yanında sağlığın iyi sürdürülmesinde de kullanılan, farklı kültürlere özgü teori, inanç ve tecrübelere dayalı, izahı yapılabilen veya yapılamayan bilgi, beceri ve uygulamaların bütünüdür. Batı tıbbını destekleyici ve tamamlayıcı yöntemlerdir.’ olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere ‘alternatif’ değil, ‘geleneksel’ ve ‘tamamlayıcı’ tedavilerdir.

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp İçinde Neleri Barındırır?

     Geleneksel halk tıbbı sağlığa bütüncül olarak yaklaşmaktadır. Yüzyıllardır kadim kültürün parçası olan akupunktur, hacamat, fitoterapi gibi yöntemlerin yanı sıra özellikle son yıllarda kullanılan ozonterapi, mezoterapi bu kapsamda yer alan tedavi yöntemleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Batı tıbbının özellikle akut hastalıklarda başarısı son derece yüksektir. Ancak. Akut ve kronik hastalıkların seyrinde GETAT uygulamaları ile elde edilen başarılı sonuçların gösterildiği bilimsel yayınlar dünyanın saygın dergilerinde her geçen gün artan sayıda yayınlanmaktadır. Günümüzde bu uygulamalar sertifikalı eğitimleri tamamlamış kişilerce, yönetmelikle belirtilen yeterliliğe sahip merkezlerde steril şartlarda başarı ile uygulanmaktadır.

     Akupunktur,  ozon terapi, mezoterapi, fitoterapi, kupa-hacamat bakanlık tarafından eğitim ve uygulama standartları belirlenmiş uygulamalardır. Bizde ünitemizde özellikle son yıllarda giderek artış gösteren diyabet (şeker), otoimmun hastalıklar, fibromiyalji, migren, depresyon gibi kronik seyir gösteren ve ‘inflamasyon’ ile karakterize hastalıkların tedavisinde başta olmak üzere tüm hastalıklarda başarılı şekilde uygulamalar yapmaktayız.

Akupunktur: Belli bir süre iğne batırarak tedavi etme anlamına gelen akupunktur yönteminde; vücutta bozulmuş olan dengenin yeniden sağlanması hedeflenmekte, vücut bir bütün olarak kabul edilmekte ve sadece ağrılı bölgeye odaklanılmayıp vücudun genel işleyişi düzeltilerek bağışıklık ve onarım mekanizmaları devreye sokulmaktadır. Akupunktur iğneleri sayesinde yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir. Bu yüzden bağışıklık sistemi güçlendirilerek vücudun direncinin düşmesine bağlı birçok hastalık tedavi edilebilmekte, ağrının direkt olarak nedenlerine de yönlenebilmektedir. Genel vücut akupunkturu ve kulak akupunkturu uygulamalarıyla istenen etkilere ulaşılabilmektedir.

Akupunktur metabolizma üzerindeki etkileri nedeniyle; endokrin bozukluklarının giderilmesinde, kilo kontrolünde, sigara bırakmada, boyun ve bel fıtıklarında, romatizmal hastalıklarda, migren ve sinüzitte, alerjik reaksiyonlarda, kalp, solunum sistemi, kadın hastalıkları ve mide-bağırsak sistemi hastalıklarında, hipertansiyon tedavisinde, sınav stresinin önlenmesinde, depresyon tedavisinde, kabızlıkta vb. pek çok hastalıkta kullanılmaktadır.

Farklı birçok hastalığın tedavisini destekleyen uygulama, batı tıbbının tedavi yöntemlerine engel teşkil etmeyip tam aksine çok büyük ek katkı sağlamaktadır
Akupunktur ile kilo verme yönteminde; beyindeki iştah merkezi baskılanarak kontrol altına alınır, böylece iştah ve acıkma hissi azalır. İştahın azalması diyet programını olumlu etkileyerek; etkinliğini destekler, midede ekşime ve yanma hissinin oluşmasını engeller, halsizlik ve bitkinliği önler, stresi azaltır.
Akupunktur aynı zamanda diyet sırasında vücudun kendini koruma altına alması nedeniyle ortaya çıkan metabolizma sorunlarını da düzenler, diyete bağlı yavaşlayan metabolizmayı hızlandırır.

Ayrıca diyet sırasında oluşan açlık nedeniyle günlük yaşam aktiviteleri olumsuz etkilenebilmekte, özellikle egzersize karşı bir isteksizlik oluşturabilmektedir. Akupunktur burada da devreye girerek, kişinin günlük aktivitelerini yerine getirmesini sağlamakta ve kalori harcamaya yardımcı olmaktadır. Akupunkturun tüm bu olumlu etkileri bir araya geldiğinde, kilolu olan kişinin ideal ve sağlıklı kilosuna ulaşması kolaylaşmaktadır.

Ortalama 12 seanslık tedaviler, 3. veya 4. Seansta etkisini göstermektedir. Akupunktur uygulaması tedavi boyunca gereksiz ve uzun süre ilaç kullanımına bağlı yan etkileri de ortadan kaldırmakta, hem maliyeti hem de hastaların iş gücü kaybını en aza indirmektedir. 3000 yılı aşkın süredir uygulanan ve hiçbir kimyasal madde içermeyen akupunktur, sertifikalı uzman hekimler tarafından her yaştan hastaya kolaylıkla uygulanabilmektedir. Deneyimli kişilerce uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar görülmekle beraber yan etkisinin olmaması en önemli tercih nedenidir.

Ozon Terapi: Ozon, 3 atomlu bir moleküldür ve oksijenin çok yüksek enerji taşıyan bir şeklidir. Tıpta kullanılan ozon özel jeneratörlerde saf oksijenden üretilir. Ozon tedavisi, medikal ozon gazı kullanılarak bazı hastalıkların tedavi edilmesidir. Ozon tek başına veya diğer tedavilere ek olarak ya da tamamlayıcı bir yöntem olarak da uygulanabilir. 
Uygun dozlarda ve tekrarlı şekilde uygulanan ozon tedavisi; vücudun savunma sistemlerini (antioksidan sistemleri) aktive edip güçlendirmekte, oksidatif strese karşı direnç gelişimini sağlamaktadır. Ozon tedavisi böylece vücutta; antibakteriyel, antiviral, antifungal etki ve bağışıklık sistemini uyararak- immünomodülatör etki oluşturmaktadır. Tüm bunların yanı sıra kırmızı kan hücrelerinin dokulara oksijenin taşma kapasitelerini artırarak oksijen azlığını gidermekte; kozmetik, analjezik ve anti-aging etki sağlamaktadır.
Son yıllarda hastalıkların tedavisinde rutin yöntemlere yardımcı olarak tercih edilen ozon tedavisi; güvenli, etkili ve bilimsel bir uygulamadır. Günümüzde diyabet, hipertansiyon ve kronik hepatit tedavisinde başarılı sonuçlar sağlayan ozon tedavisi, hücre yenilenmesini hızlandırdığı için eklem ağrıları, kireçlenmeler, bel ve boyun fıtıkları gibi rahatsızlıkların tedavisinde, klasik fizik tedavi yöntemlerine çok büyük katkıda bulunmaktadır. Ayrıca ilerlemiş iskemik hastalıklar, kas iskelet sistemi hastalıkları ve eklem kireçlenmeleri, kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji, ağız boşluğundaki kronik ve tekrarlayan enfeksiyonlar ve yaralar, akut ve kronik enfeksiyöz hastalıklar, alerji ve astım, amfizem, kronik obstrüktif akciğer hastalıkları, otoimmün hastalıklar (multipl skleroz, romatoid artrit, Crohn hastalığı vs.), senil demans (yaşlılığa bağlı bunama), kansere bağlı yorgunluk, psöriyazis (sedef) ve atopik dermatid gibi deri hastalıklarına kadar birçok durumda hekimlerin önerileri doğrultusunda, tedavi sürecinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ozonun hem hücresel, hem de humoral immün sistemi uyardığı saptanmıştır. Bu tedavi özellikle içinde bulunduğumuz covid-19 pandemisi sürecinde bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyona karşı önlem amaçlı kullanılırken, covid-19 hastalarının tedavisinde ve ayrıca post-covid sendrom denilen enfeksiyon sonrası görülen yorgunluk, kas ağrısı, nefes darlığı şikayetlerinde de çok başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Ozon Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Major Yöntem: En yaygın kullanım metodudur. Bu metotta kişiden 50-200 ml arasında kan alınarak vücut dışındaki bir ortamda, belirli kurallara uyularak ozon gazı ile karıştırılıp ozon+kan karışımının tekrar vücuda geri verilmesi söz konusudur. Tedavi seanslarının sayısı ve uygulanacak ozon dozu; hastanın genel durumuna, yaşına ve esas hastalığına bağlı olarak hekim tarafından belirlenmektedir.
Minor Yöntem: Kişiden alınan 2 – 5 cc arası kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kişinin kasına enjekte edilir.
Vücut Boşluklarına Ozon Verilmesi: Rektal (makat) yoluyla, burun veya dış kulak yoluna püskürtme yöntemi ile kişiye ozon verilir.
Eklem ve Kas İçine Ozon Gazı Verilmesi: Kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında, uygun bir iğne ile belirli dozda ve hacimde ozon gazı kişinin eklemlerine veya kaslarında ağrılı bölgeye enjekte edilir.
Ozon Torbası: İyileşmeyen yaralarda ve diyabetik ayaklarda, cilt lezyonlarında, enfeksiyonlarda, dolaşım bozukluklarında, nöropatik ağrılarda ve huzursuz bacak sendromunda kullanılır.

Kupa-Hacamat Tedavisi:  Uygulama yalnızca kuru kupa şeklinde olabildiği gibi yaş kupa-hacamat olarak ta uygulanabilmektedir. Kişinin şikayetine bağlı olarak özellikle sırt bölgesindeki akupunktur noktalarının etkisinden de faydalanarak etkili sonuçlar alınmaktadır. Hacamat kısaca; deri altında birikmiş, vücutta hastalıklara neden olan toksik kanın ciltte tekniğine uygun bir şekilde, milimetrik kesiler oluşturarak sonrasında kupalarla vakumlanarak dışarı alınması işlemidir.
Çevremizdeki çeşitli kimyasallar, gıda katkı ve koruyucu maddeleri, atılamayan ilaç birikintileri, gıdalardaki hormonlar, soluduğumuz havadaki ağır metaller, yabancı proteinler, kanserojenler, alerjenler, GDO’lu ürünler, su ve hava kirliliği, mikro pıhtılar, kanın akışkanlığını bozan ve kanı kalınlaştıran sebepler; kolesterol, iltihabi kalıntılar vb. bütün bu sayılanlar hacamat ile vücuttan uzaklaştırılabilmektedir.
Vücuttaki toksinler, diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Kanda yoğunlaşma artarsa akışkanlık azaldığı için, yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, sinirlilik, damar tıkanıklıkları olur. Tüm bunların sonucu olarak; felç, inme, pıhtı atma ve kalp krizi risklerini artar.
Düzenli aralıklarla yapılan tarama hacamatı tedavisi ile kronik hastalıklardan uzaklaşılır. Tıkanıklık ve blokajlar kaldırılarak sağlıklı kan dolaşımına geri dönmek mümkün olur. Hacamat ile anti-aging etki sağlanarak zindeliğe kavuşulur. Hacamat rahatsız edecek kadar ağrıya yol açmadan, yatak istirahatsız, iş gücü kaybı olmadan tatbik edilen bir tedavi metodu olup, hastalıklardan korunmanın ve sağlıklı yaşamanın en kolay yollarından biridir. Metabolik atıkların giderilmesinde, sistematik ağrıların azaltmasında ve lenfatik sistemlerin canlandırılmasında etkili olan hacamat tedavisi, steril şartlarda Sağlık Bakanlığı sertifikalı hekimler tarafından yapılmalıdır. 

Mezoterapi: Ağrı ve estetik amaçlı kullanılan bir yöntemdir. Çok düşük miktarlarda ilaç ve solüsyonların derinin yüzeyel tabakalarına yapılan enjeksiyonlar ile yapılan tedavidir. Bu tedavi ile yüzeyel ve düşük miktarda ilaç kullanılması sonucunda ilaçların yan etkisinden kurtulmak mümkündür. Tüm ağrılı durumlarda ağrı mezoterapisi kullanılabilirken, estetik mezoterapi çeşitli alanlarda güvenli şekilde tedavi amaçlı kullanılabilmektedir. 

Fitoterapi: Fitoterapi tıbbi bitkiler kullanılarak hastalığın önlenmesi veya tedavi edilmesi anlamında kullanılmaktadır. Bitkilerin tedavide kullanılabilmesi için, güvenilirlik ve etkinlik açısından araştırılması gerekir. Ürünlerin kullanılması tedavilerde iyi beslenmenin destekleyici yönünü göstermektedir.

     Uygulamada olan yöntemlerin yalnızca ülkemizde değil Avrupa ve ABD gibi batı tıbbının doğduğu ve ilerlediği ülkelerde de yaygın kullanıldığı ve kabul edildiği görülmektedir. Özellikle bakanlığın son yıllarda yapmış olduğu kanuni düzenlemeler ile bu yöntemlerin ‘alternatif olmadığı’ ve daha önemlisi ‘merdiven altından’ alınıp ‘yetkin kişiler ve onaylı merkezlerde’ uygulanması sağlanmıştır. Ünitemizde ‘her yöntem her hastalığa iyi gelir’ anlayışından ziyade ‘hastanın şikayeti ve muayenesine en uygun tedavi yöntemi’ ile tedaviler başarılı şekilde uygulanmaktadır.

     GETAT ünitemizde; 4 uygulama odası, 2 doktor muayene odası, 1 sorumlu doktor odası ve bekleme salonu vardır. MHRS ve 182’ yi arayarak GETAT randevusu oluşturulabilir. Seanslar ücretlidir.


HİZMET VEREN DOKTORLARIMIZ

Uzm. Dr. Ulviye Kevser KOYUNCU  (Fizyoloji) - Sorumlu Hekim
Uzm. Dr. Süleyman OKTAR (Farmakoloji)
Uzm. Dr. Ayşe Gül ÇALLI (Göğüs Hastalıkları )
Uzm. Dr. Pınar KAPLAN ÖZER (Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon)
Uzm. Dr. Ayşe GÜLEÇ (Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon)
Uzm. Dr. Merve YILMAZER ( Aile  Hekimliği )


  • BEAH- B-1 BLOK
  • GETAT
  • GETAT
  • GETAT
  • GETAT